Sıcak bir yaz akşamıydı ve Ava, yoğun günlerden sonra kendisini rahatlatmak için bir masaja ihtiyacı olduğunu biliyordu. Yalnızca fiziksel değil, aynı zamanda ruhsal bir rahatlama arıyordu. İçinde bulunduğu stüdyonun huzur veren atmosferi, ona tam da istediği gibi bir ortam sunuyordu. O anki hislerine kapılarak, vücudundaki gerginliği hafifletmek için hazırlanan profesyonel masaj terapistine güvenerek uzandı. Yavaşça başlayan seansın başında Ava, terapistin yaptığı her dokunuşla birlikte gerilimin yavaş yavaş yok olduğunu hissetti. “Aha, tam orası çok iyi,” dediğinde, yüzünde hafif bir gülümseme belirmişti. Vücudu, tatlı bir keyif dalgasıyla karşılık verirken içindeki sıcaklık artıyordu. Bu özel masajın getirdiği haz duygusu onun derinliklerinde kabarma noktasına gelmişti. Masajın ilerleyen dakikalarında, terapistinin dikkatli elleri omuzlarından başlayarak beline doğru kaydı. Her hamle ile beraber Ava’nın kalbi hızlandı; “Daha aşağıda da,” demekle yetindi ama bakışları daha fazlasını talep ediyordu. “Bacaklarım hep gergin,” dediğinde sesi tedirgindi ama heyecan doluydu. Terapisti, dudağını ısırarak onun isteklerini anlamaya çalıştı; “Denemekten zarar gelmez,” diyerek bacaklarının arasına yöneldiğinde Ava’nın içindeki ateş iyice alevlendi. Gözleri kapanmış halde sadece hissediyor ve hissettikçe daha fazla istiyordu. Derin nefesler alırken “Oh evet,” diye fısıldadı ve o an kendini tamamen bırakmanın büyüsüne kapıldı. Dimdik duran bir bedenin yumuşacık halleri arasında geçen bu yolculukta en çok istediği şeyin sadece fiziksel bir rahatlama olmadığını anladı; burada sadece vücudu değil ruhu da şenlenmişti. Sonuç olarak masaj sona erdiğinde hem bedeni hem de zihni ferahlamıştı; ama içindeki bu keşfedilmemiş olan haz, ona daha fazlasını arzulattı. Bu deneyim yalnızca geleneksel bir masajdan çok daha öteydi; artan enerjisi onu başka serüvenlere sürükleyecek potansiyele sahipti. Ava’nın gözlerindeki parıltı ise her şeyin bittiğini asla göstermiyordu—tam tersine yeni başlangıçların habercisi gibiydi.
